Boucheron’un Paris Haute Couture Haftası’nda tanıtılan yeni yüksek mücevher koleksiyonu “Untamed Nature”, markanın 165 yıllık mirasını çağdaş bir yorumla yeniden yazıyor.
Kreatif Yönetici Claire Choisne’nin imzasını taşıyan 28 kesimlik koleksiyon, markanın kurucusu Frédéric Boucheron’un tabiat tutkusundan ilham alıyor. “Mücevheri tamamen silmek ve ihtişamdan uzaklaşıp tabiatın en mütevazı taraflarına inmek istedim” diyen Choisne, Histoire de Style serisinin bu yeni kısmında alışılmışın dışına çıkıyor.
Koleksiyonun en çarpıcı özelliği, gösterişli çiçekler yerine kır çiçekleri, yabani otlar ve böcekler gibi tabiatın mütevazı kahramanlarını başrole taşıması. Üç yıllık titiz bir çalışmanın eseri olan kesimler, beyaz altın ve beyaz pırlantalarla işlenerek, sedef, kaya kristali ve oniks gibi değerli gereçlerle zenginleştiriliyor.
Choisne’nin ustalığı, her kesimin çoklu kullanım özelliğinde kendini gösteriyor. “Airelles” kolyesinin sapları ayrılarak kaskad broşlara dönüşebiliyor.
“Lierre” kolye bilezik formuna bürünebiliyor. En gerçekçi tasarım olan güve broşunda ise baget pırlantalardan oluşan gövde, sedeften oyulmuş kanatlarla buluşuyor.
Koleksiyonun yıldız kesimleri arasında 84 yapraklı kızılcık kolyesi, üç farklı yerleştirme tekniğiyle yaratılan havuç çiçeği broşu ve 4.10 karatlık pırlantalarla süslenen Fuchsia küpeler öne çıkıyor. Markanın 1879’dan kalma ikonik soru işareti kolyesi, bu defa çiçeksiz bir gül kısmı formunda, 6 karatlık armut kesim pırlantasıyla yeniden yorumlanıyor.
Koleksiyon, mükemmeliyetçilikten uzak, tabiatın kusurlu hoşluğunu kutluyor. Rüzgarda savrulan bitkiler, bükülmüş yapraklar ve solmuş çiçekler, yüksek mücevhercilikte yeni bir estetik anlayışının kapılarını aralıyor. Her kesim, aşk, sadakat, bolluk ve dayanıklılık gibi bedellerin botanik metaforu olarak karşımıza çıkıyor.
Geleneksel tekniklerle yeni teknolojinin kusursuz birleşimini sergileyen koleksiyon, gerçek boyutlarda tasarlanan kesimleriyle dikkat çekiyor. Bilhassa böcek dizaynlarında tabiata sadık kalınarak, hatta birtakım kesimlerde gerçek boyutlarından daha büyük yorumlanarak etkileyici bir gerçekçilik yakalanıyor.
Bu sıra dışı koleksiyon, Boucheron’un mücevher dünyasındaki öncü vizyonunu bir sefer daha kanıtlarken, yüksek mücevherciliğin yaşayan bir ansiklopedisini yaratıyor. Tabiatın en sade hallerini lüks ve zarafetle buluşturan dizaynlar,mücevher olmaktan öte, vücudu tabiatın bir uzantısına dönüştüren yaşayan sanat yapıtları olarak karşımıza çıkıyor.