enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,0121
EURO
37,7660
ALTIN
2.733,05
BIST
9.771,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
28°C
İstanbul
28°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Çok Bulutlu
28°C
Salı Az Bulutlu
29°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
28°C
Perşembe Çok Bulutlu
30°C

Moda Bir İleri, İki Geri Mi?

Evet hususumuz kesimde devam eden cinsiyet eşitsizliği ve bayan giysi markalarının sadece yüzde 40’ının bayan dizayncılar tarafından yönetiliyor olması.

Moda Bir İleri, İki Geri Mi?
10.04.2024
4
A+
A-

Konuşmamız gereken çok çok önemli bir nokta var. Bayan modası ve dizaynıyla öne çıkan high end moda markalarında liderlik konumunda çoklukla erkek isimlerin olması… 3 Ekim 2023 tarihinde küresel bir moda eğitim platformu ve yaratıcı network olan 1granary’nin Instagram hesabında bir post paylaşıldı. Haber Sean McGirr’in Sarah Burton’dan sonra Alexander McQueen kreatif yöneticiliğine atanmasıyla ilgiliydi. “Sean McGirr’in @alexandermcqueen’e atanmasıyla @kering_official modaevlerinin kreatif yöneticilerinin tamamı artık beyaz erkeklerden oluşuyor.” Ve her şey bu türlü başladı… Kıdemli bir dizayncı olan McGirr, JW Anderson’daki erkek giysi yöneticiliğinden Sarah Burton’ın yerini aldı. Az sonra okuyacaklarınız ise bu habere verilen yansıların yalnızca kimileri: “Benim jenerasyonumdan tek bir bayanın bu türlü bir işe başvurduğunu bile bilmiyorum.” Öbür bir bayan dizayncı aynı post’un altına şöyle yazmıştı: “Bütün bu bayanlar, maaşlarının 10 katını kazanan erkeklere hizmet etmek için her şeyden vazgeçtiler.” “Sektörde çalışan her bayan için hakarettir; atanması değil, portföyünün tamamı erkekler tarafından yönetiliyor olması.” Çeşitlilik ve eşitlik her gün pazarlama stratejisi olarak kullanılırken “değişim” hakkında çok şey duyuyoruz. Ama gerçekte hiçbir şey gelişmemiş gibi görünüyor. “Sanırım pek çok bayan rota imkansız olduğu için vazgeçiyor. Bu karar bunu kanıtladı.” Bu kararların dalda neden daima tekrarlandığı, hangi faktörlerin bu modeli sürdürdüğü ve gerçek değişimin neden bu kadar ele geçirilmesi zor olduğu konusunda zorlu bir tartışmaya girmenin tam vakti.

Moda sanayisindeki liderlik rollerindeki cinsiyet dağılımını anlamak için geçmişe bakmak önemli. Moda kesimindeki erkek önderlerin sayısının tarih boyunca nasıl formlandığı ve klasik cinsiyet normlarının bu durumu nasıl etkilediği üzerine odaklanabiliriz. Ne de olsa moda sanayisi, toplumsal normları yansıtan bir ayna oldu çoğu zaman . Bayan giysisini tasarlayan erkek önderlerin varlığı, toplumdaki cinsiyet normlarının ve beklentilerinin moda dünyasına nasıl yansıdığını gösteren bir gösterge olabilir. Bundan Ötürü kesimdeki cinsiyet eşitsizliğinin, genel iş dünyasındaki eşitsizlikle paralellik göstermesine pek de şaşırmamak gerekiyor.

FEMINIST BAKIŞ AÇISI VE MODA

Feminist bakış açısı, moda sanayisindeki cinsiyet eşitsizliğiyle mücadelede nasıl bir rol oynayabilir? Bayan modaevlerinde erkek başkanların varlığı, cinsiyet eşitsizliği konusundaki genel sıkıntılara dair bir yansıma olarak ele alındığında, bu durumun anlaşılması ve değişimi teşvik etmek için uğraş harcanması önemli. LVMH (Moët Hennessy Louis Vuitton) gibi büyük moda çatılarının sahip olduğu markaların başında ekseriyetle erkek liderler görülmesinin birkaç sebebi olabilir. Fakat bu durum genelleme yapmak için kâfi değil. Liderlik rollerinin cinsiyet dağılımı, zaman içinde değişmiş olsa da genel olarak hala istikrarsız. Business of Fashion’ın dört büyük moda haftasına ilişkin tahlili, kesimde devam eden cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekiyor; bayan giysi markalarının sadece yüzde 40’ı bayan dizayncılar tarafından yönetiliyor. Tüm bu farkındalık ise, Sean McGirr’in 2023’ün son aylarında Sarah Burton’ın akabinde Alexander McQueen’in kreatif yöneticisi olarak atanması ile başladı. Böylelikle artık kesimdeki en büyük ikinci moda grubu olan Kering’in sahip olduğu altı moda markası (Gucci, Yves Saint Laurent, Bottega Veneta, Balenciaga, Alexander McQueen, Brioni) sadece beyaz erkek dizayncılar tarafından yönetiliyor.
New York Times moda yazarı ve bölümümüzün en çok önemli kritiklerinden biri olan Vanessa Friedman köşesinde bu durumu şu sözlerle özetliyor. “Sonuçta dizayncılar bir markanın ya da markaya sahip olan kümenin en görünür temsilcileridir. Bu görünümün arkasında ne olursa olsun, takımların ya da şirket yönetim şurasının yapısı ne olursa olsun; içerideki çeşitlilik teşebbüsleri ne olursa olsun, tasarımcıların yüzleri halkın gördüğü yüzlerdir. Bu durumda, Black Lives Matter hareketinin akabinde modanın ırkçılık geçmişiyle ilgili kamuoyunun hesaplaşması hiç gerçekleşmemiş gibi görünüyor. Bu görsellerin verdiği mesaj, hizmet etmeleri gereken nüfusun çoğu zaman kinden daha geniş ve çeşitli olduğu bir devirde homojenliktir.” Akıllardaki soru şu: Yıllardır konuştuğumuz modada kapsayıcılık ve cinsiyetler arası eşitlik gibi kavramlar yalnızca sosyal medyada yazılan yorumlarda mı kalacak yoksa gerçek hayatta da uygulanabilecek mi? Tahminen de bu sohbeti başlatmanın vakti çoktan gelmiştir!


Yazı: Serli Gezer Boyacı
Fotoğraflar: Launchmetrics Spotlight, Getty Images Türkiye
ELLE Türkiye Mart 2024 sayısından alınmıştır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.