Mimarlık eğitimiyle şekillenen tasarımcılar, giyilebilir formu yeniden yorumlayarak moda sahnesine daha teknik, daha güçlü bir estetik getiriyor.

Kapak Fotoğrafı: Columbia GSAPP
Mimarlık eğitimimin ardından moda dünyasına adım atmak benim için şaşırtıcı bir yön değişikliği olmadı. Çünkü tasarımın olduğu her alan birbirine görünmez halkalarla bağlı. Ölçekler değişse de moda da mimarlık gibi üç boyutlu bir yaratım sürecine dayanıyor; form, işlev ve estetik arasında kurulan denge ikisi için de önemli. Bu yüzden moda sektöründe sıkça karşılaştığımız bazı güçlü isimlerin aslında mimarlık eğitiminden gelmesi pek de şaşırtıcı değil, aksine onların vizyonlarını daha da keskin kılıyor.
Tasarım disiplinlerinin kesiştiği bu alanda yaratıcılık ile işlevselliğin birleşimi mimariden modaya uzanan bir köprü kuruyor. Moda tasarımcıları bir silueti şekillendirirken tıpkı mimarlar gibi hacim, oran ve yapı üzerinde çalışıyor. Bu benzerlik, mimarlık eğitimi alıp sonradan modada iz bırakan yaratıcıları anlamamızı kolaylaştırıyor.
Bu yolun en bilinen örneklerinden bazılarını siz de tanıyorsunuz:
Virgil Abloh
Virgil Abloh, 2021, Getty images
Louis Vuitton’un efsanevi kreatif direktörü, moda dünyasına adım atmadan önce Illinois Institute of Technology’de inşaat mühendisliği ve mimarlık üzerine yüksek lisans yapmıştı. Bauhaus hareketinden ilham alan Abloh sanat, el işi ve tasarımı tek bir pratikte birleştirerek moda dünyasında benzersiz, disiplinlerarası bir dil yarattı.
Pierre Balmain
Pierre Balmain, 1947, Carl Van Vechten
1933’te École des Beaux-Arts’ta mimarlık eğitimi almaya başlayan Balmain, haute couture’e duyduğu tutkunun ağır basmasıyla yönünü modaya çevirdi. Yine de mimarinin form ve fonksiyon anlayışı onun tasarım yaklaşımının temelinde kaldı. “Kıyafet bedenin kinetik mimarisidir” diyerek elbise yaratımını bir yapı inşa etmeye benzetmesi boşuna değildi.
Tom Ford
Tom Ford, 2024, Getty Images
Gucci’yi 90’larda küllerinden doğuran Tom Ford’un tasarım yolculuğu da mimaride başladı. Parsons School of Design’da iç mimarlık okuyan Ford son yılında modaya yöneldi. Mimari eğitiminden aldığı keskin çizgi duygusunu ve kontrolü hem Gucci’de hem kendi markasında ikonik bir estetik anlayışına dönüştürdü.
Casey Cadwallader
Casey Cadwallader, 2024, Getty Images
Balmain’in yeni kreatif direktörü de tıpkı Pierre Balmain gibi mimarlıktan geliyor. Cornell Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi alan Cadwallader, özellikle Francesco Borromini’nin Barok mimarisinden esinlenerek Mugler ve Balmain için heykelsi siluetler yarattı.
Pierre Cardin
Pierre Cardin, 2014, Getty Images
Cardin’in moda serüveni bir terzinin yanında genç yaşta başlasa da üniversitede mimarlıkla tanıştı. Kısa süren bu eğitim onun yapı ve form konusundaki titizliğini pekiştirdi. Dior’un dikiş atölyesine liderlik etmiş, ardından kendi modaevini kurarak moda tarihinde kalıcı bir yer edinmişti.
Glenn Martens
Glenn Martens, 2024, Getty Images
Y/Project’in kreatif direktörü ve Diesel’in tasarım vizyonunun arkasındaki isim Glenn Martens de kariyerine mimarlıkla başlayan tasarımcılardan biri. Belçika’da aldığı mimarlık eğitiminin ardından moda tasarımına yönelen Martens, bugün koleksiyonlarında bu geçmişin izlerini açıkça taşıyor. Asimetrik kesimler, değişen formlar ve heykelsi hacimler onun mimari bakışının sade ama etkileyici yansımaları.
Mimarlıktan modaya geçiş ilk bakışta radikal bir yön değişikliği gibi görünse de aslında iki disiplin birbirini besleyen, birbirine ilham veren yaratıcı alanlar. Bugün pek çok tasarımcı, eğitim aldığı alanla kariyerini yürüttüğü alan arasına keskin sınırlar koymuyor. Mimariden ürün tasarımına, modadan iç mekana uzanan bu esnek yaratıcılık tasarım dünyasını daha zengin ve daha cesur bir yer haline getiriyor.