enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
41,9771
EURO
48,8668
ALTIN
5.581,04
BIST
10.608,26
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
22°C
İstanbul
22°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
24°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
19°C
Pazar Çok Bulutlu
21°C
Pazartesi Yağmurlu
24°C

Aftöz Ülser Neden Oluşur?

Klinik olarak “aft” dendiğinde, çapı genellikle birkaç milimetre ile bir santimetre arasında değişen, yuvarlak/oval, sığ ve ağrılı lezyonlardan söz ederiz.

Aftöz Ülser Neden Oluşur?
20.10.2025
2
A+
A-

Aftöz Ülser (AFT) Nedir?

Aftöz ülser, ağız mukozasında ortaya çıkan, küçük ancak ağrılı ve rahatsız edici yüzeysel yaralardır. Genellikle ortası beyaz veya sarı renkte, çevresi kırmızı ve iltihabi bir halka ile çevrilidir. Bu lezyonlar, çoğu zaman yeme, konuşma veya diş fırçalama sırasında sızlama ve batma hissiyle kendini gösterir. Aftlar bulaşıcı değildir; yani kişiden kişiye geçmezler. Ancak bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde veya bazı hastalıkların seyrinde daha sık görülebilirler.

Bu rahatsızlığın oluşumunda tek bir neden yoktur. Aksine, birden fazla faktör bir araya geldiğinde ağız içi dokunun savunma bariyeri bozulur ve bu durum lezyon gelişimini kolaylaştırır. Bu makalede, aftöz ülser nedenleri, belirtileri ve etkili tedavi yöntemlerini bilimsel ama anlaşılır bir dille ele alacağız.

Aftöz Ülser Nedenleri

Aftöz ülser nedenleri çok çeşitli olabilir. Bu yaralar, genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi tepkileri, çevresel faktörler ve yaşam tarzı unsurlarının birleşimiyle ortaya çıkar. En sık rastlanan nedenler şunlardır:

  • Bağışıklık sistemi dengesizlikleri: Vücut, ağız mukozasındaki bazı hücreleri “yabancı” olarak algılayıp yanlışlıkla saldırıya geçebilir. Bu otoimmün tepki aft gelişiminin en önemli mekanizmasıdır.

  • Travma: Yanak, dudak veya dil ısırma, sert diş fırçası kullanımı, protez tahrişi gibi mekanik etkenler mukozayı zedeler.

  • Stres ve yorgunluk: Uzun süreli stres, uykusuzluk veya psikolojik baskı bağışıklığı zayıflatır ve lezyonları tetikleyebilir.

  • Vitamin ve mineral eksiklikleri: B12 vitamini, folik asit ve demir eksikliği, mukoza yenilenmesini yavaşlatır.

  • Hormonal değişiklikler: Kadınlarda adet döngüsü, gebelik veya menopoz dönemlerinde östrojen dalgalanmaları aft sıklığını artırabilir.

  • Bazı ilaçlar: Steroid dışı antiinflamatuvarlar (NSAID), beta blokerler ve oral kontraseptifler aft oluşumunu kolaylaştırabilir.

  • Gıda intoleransları: Çikolata, domates, sirke, limon, baharat ve sert kabuklu kuruyemişler gibi asitli veya tahriş edici yiyecekler aft atağını başlatabilir.

  • Sistemik hastalıklar: Behçet hastalığı, çölyak, Crohn ve ülseratif kolit gibi sistemik rahatsızlıklar ağızda tekrarlayan ülserlerle kendini gösterebilir.

Bu faktörlerin birkaçı aynı anda bulunduğunda, ağız mukozası savunmasız hale gelir ve aftöz ülser gelişimi kolaylaşır.

Aftöz Ülser Belirtileri

Aftöz ülser belirtileri kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle birkaç ortak şikâyetle kendini gösterir. Hastalar çoğunlukla ağız içinde küçük ama sızlayan bir yaradan, yemek yerken artan ağrıdan ya da dilini değdirdiğinde yanma hissinden yakınır. Başlıca belirtiler şöyle sıralanabilir:

  • Ağız içinde beyaz veya sarı tabakayla kaplı küçük, yuvarlak veya oval yara

  • Çevresinde kızarıklık ve hassasiyet

  • Konuşma, çiğneme veya fırçalama sırasında ağrı artışı

  • Baharatlı, tuzlu veya asitli gıdalarla temas halinde yanma

  • Kötü tat, ağız kokusu veya hafif lenf bezi şişliği

Aftlar genellikle dudak içi, yanak mukozası, dil altı, diş eti kenarları ve yumuşak damakta görülür. Çoğu lezyon 7–10 gün içinde kendiliğinden iyileşir, ancak tekrarlama eğilimindedir. Sık nüks eden vakalarda altta yatan sistemik bir neden olabileceği için doktor muayenesi gerekir.

Aftöz Ülser Türleri

Klinik açıdan aftlar üç grupta incelenir:

  1. Minör aftlar: En sık görülen tiptir. Çapı genellikle 10 mm’den küçüktür ve iz bırakmadan iyileşir.

  2. Majör aftlar: Daha derin ve geniş lezyonlardır; birkaç haftada iyileşir ve bazen skar dokusu bırakabilir.

  3. Herpetiform aftlar: Çok sayıda küçük ülserin kümelenmesiyle oluşur; birleşerek geniş ağrılı alanlar meydana getirebilir.

Her tipin tedavi ve bakım yaklaşımı farklıdır. Bu nedenle doğru tanı önem taşır.

Aftöz Ülser ve Ayırıcı Tanı

Ağız içinde gelişen her yara aft değildir. Uçuk (herpes) enfeksiyonları genellikle dudak sınırında kabarcıklarla başlar ve bulaşıcıdır. Mantar enfeksiyonları beyaz, peynirimsi plaklarla seyreder ve kazındığında altta kızarık doku ortaya çıkar. Travmaya bağlı yaralar ise neden ortadan kalktığında birkaç gün içinde iyileşir.

İki haftadan uzun süren, tek taraflı ve düzensiz kenarlı ülserlerde ağız kanseri gibi ciddi hastalıkların dışlanması gerekir. Bu nedenle uzun süredir geçmeyen veya sık tekrarlayan ağız yaraları mutlaka bir uzman hekim tarafından değerlendirilmelidir.

Ağızda Aftöz Ülser Geliştiğinde Ne Olur?

Aft gelişiminin ilk evresinde, hasta ağız içinde hafif bir karıncalanma veya yanma hisseder. Birkaç saat sonra bu bölge kızarır, ardından beyazımsı bir zarla kaplanmış küçük bir yara haline gelir. Lezyon ağrılıdır; özellikle yemek, sıcak içecek veya diş fırçalama sırasında rahatsızlık verir. Ağrı şiddeti, ülserin büyüklüğüne ve yerine göre değişir.

Aftlar, ağız hijyenini olumsuz etkileyebilir. Ağrılı bölgeler nedeniyle diş fırçalama zorlaşır, bu da bakteriyel birikimi artırabilir. Bu nedenle aft döneminde nazik ancak düzenli ağız bakımı önemlidir.

Aftöz Ülser Tedavisi

Aftöz ülser tedavisi, lezyonun şiddetine, sıklığına ve altta yatan nedenlere göre planlanır. Tedavide amaç ağrıyı hafifletmek, iyileşmeyi hızlandırmak ve nüksleri önlemektir. Tedavi süreci üç temel başlıkta incelenebilir:

1. Evde Uygulanabilecek Yöntemler

Hafif vakalarda evde bakım yeterli olabilir. Bu dönemde:

  • Yumuşak kıllı diş fırçası kullanılmalı, tahrişten kaçınılmalıdır.

  • Alkol veya sodyum lauril sülfat (SLS) içermeyen diş macunları tercih edilmelidir.

  • Baharatlı, ekşi, asitli ve sert gıdalardan uzak durulmalıdır.

  • Bol su içmek ve ağız kuruluğunu önlemek iyileşmeyi destekler.

  • Alerjiye yol açan gıdalar (örneğin çikolata, kabuklu yemişler, domates) geçici olarak diyetten çıkarılabilir.

2. Topikal Tedaviler

Daha ağrılı lezyonlarda hekim kontrolünde lokal ilaçlar kullanılabilir:

  • Lokal anestezik jeller: Lidokain içeren ürünler ağrıyı kısa sürede hafifletir.

  • Topikal kortikosteroidler: İltihabı baskılayarak lezyonun küçülmesini sağlar.

  • Koruyucu bariyer solüsyonları: Lezyonun üzerine film tabakası oluşturarak gıdalarla teması azaltır.

  • Antiseptik gargaralar: Sekonder enfeksiyon riskini düşürür.

3. Sistemik Tedaviler

Aftlar çok sık tekrarlıyor veya büyük lezyonlar oluşuyorsa, sistemik ilaç tedavisi gerekebilir. Vitamin–mineral eksiklikleri giderilmeli, gerekirse bağışıklık düzenleyici ilaçlar doktor gözetiminde başlanmalıdır.

Aftöz Ülserden Korunmak İçin Öneriler

Aftların tamamen önüne geçmek zor olsa da, nüksleri azaltmak mümkündür. Aşağıdaki adımlar koruyucu önlem olarak değerlidir:

  • Günlük ağız hijyenini aksatmamak

  • Stresi yönetmek, yeterli uyku uyumak

  • Dengeli beslenmek, vitamin ve mineral desteği almak

  • Tahriş edici gıdalardan uzak durmak

  • Diş hekimi kontrolünde ağız içi travmalarını önlemek

  • Sigara ve alkol tüketimini sınırlamak

Bu alışkanlıklar, ağız mukozasının dayanıklılığını artırır ve yeni aft oluşumlarını azaltır.

Aftöz Ülser ve Sindirim Sistemi İlişkisi

Aftlar çoğunlukla ağızla sınırlı kalır; ancak bazı sindirim sistemi hastalıklarında benzer ülserler bağırsaklarda da görülebilir. Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi inflamatuvar bağırsak hastalıklarında “aft benzeri ülserler” sık rastlanan bulgulardandır. Bu tür durumlarda yalnızca ağız tedavisi yeterli değildir; altta yatan hastalığın kontrol altına alınması gerekir.

Dilde Aftöz Ülser

Dil üzerindeki aftlar genellikle daha acılı seyreder. Dilin kas yapısı ve sinir yoğunluğu, burada oluşan lezyonların ağrısını artırır. Keskin diş kenarları, protez uyumsuzluğu veya sert fırçalama bu bölgedeki travmaları tetikleyebilir. Dildeki aftlar konuşma ve yemek yeme sırasında şiddetli ağrıya neden olabilir. Bu durumda koruyucu bariyer ürünleri, topikal anestezikler ve yumuşak gıdalarla beslenme önerilir.

Aftöz Ülserin Uzun Süre Geçmemesi Durumunda Ne Yapılmalı?

Ağız içi yaralar genellikle 1–2 hafta içinde iyileşir. Ancak 3 haftadan uzun süren, tek taraflı veya büyüyen ülserlerde mutlaka uzman görüşü alınmalıdır. Bu tür durumlar bazen malign (kanser kökenli) lezyonlarla karışabilir. Ayrıca tekrarlayan aftlar, sistemik hastalıkların (örneğin Behçet sendromu, çölyak, anemi) habercisi olabilir.

Erken tanı, hem tedavi başarısını artırır hem de olası komplikasyonların önüne geçer.

Aftöz Ülser Nasıl Geçer?

Aftöz ülser, genellikle zararsız ama yaşam kalitesini etkileyen bir ağız içi lezyondur. Stres, travma, beslenme bozuklukları ve bağışıklık sistemi dengesizlikleri gibi faktörler bu yaraların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Hafif vakalar evde bakım ile düzelirken, sık tekrarlayan veya ağır seyreden durumlarda profesyonel tedavi gerekir.

Düzenli ağız bakımı, yeterli beslenme, stres yönetimi ve tetikleyicilerden uzak durmak aft ataklarını azaltmanın en etkili yollarıdır. Unutulmamalıdır ki, ağız içindeki küçük bir yara bile sistemik bir hastalığın erken uyarı işareti olabilir.

A Life Sağlık ile ağız sağlığınızı korumak, doğru tanı ve etkili tedaviye ulaşmak artık çok daha kolay.

(Bu içerik Değişik Platformlar taranarak alıntılanmıştır)

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.