Uzm. Bio. Dr. Çiğdem Üregen
Tıpta uzun ömür ve sağlıklı hayatın sırrı da iki sistemden geçtiğini belirtiyor. Rejenerasyon ( Yenilenme) ve Rejuvenasyon ( Gençleşme). Bedende bu iki olay istikrarlı gittiğinde hem sağlıklı hem de genç kalma gayesine ulaşılmış olur. İnsan bedeninde olağan süreç, yıpranma ve yıpranan dokunun yenilenmesi halindedir. Yenilenme devam ettiği sürece yıpranmanın olumsuz tesiri gelişmez.
Örneğin küçük bir çocuk düşüp dizini incittiğinde bu da bir yıpranma örneğidir fakat bu incinme çocuğun metabolizması tarafından çabucak yenilenmenin ve yaralanan bölgeye düzgünleştirici hücrelerin hamle edip yaranın zaten güzelleşmesinin başlamasına aracılık eder. Sorun, yaşla birlikte yenileyici hücrelerin üretiminin azalması ve bedenin iyileştirme kapasitesinin düşmesi durumunda başlar. Örneğin, fabrikasyon tek tip kıyafet diken bir işletmede, bir ceket modelinin dikimine yönelik standart bir kalıp bulunur ve dikilen her ceket birbirinin aynı ve kusursuz bir benzerlik ile üretilir. Bir gün iyi ceketler dikilememeye başlamasının nedeni ise, kumaş kalitesinin bozulmasından fazla, kalıpları kaybetmeye başlamak olabilir. Hücre de böyledir; Yaşlanma, DNA’daki mutasyondan çok hücresel talimatların bozulması kaynaklı gelişmeye başlar. Bu talimatları tekrar devreye sokmak, yaşlanmanın önüne geçecek aksiyonu almamızı sağlayacaktır. İşte kök hücreler tam da bu evrede kıymet arz ediyor.
Kök hücreler sınırsız yenilenme ve çoğalma kapasitesine sahip, her çeşit hücreye dönüşebilme yeteneğindeki mucizevi hücrelerdir. Hastalıkların tedavisi, cilt ve beden gençliğinin korunması ve bundan ötürü uzun ömrün şifresini taşır. Yüzyıllar uzunluğu insanlığın en büyük amaçladığı dinç ve genç kalmaktır. Lucas Cranach’ın 1546 yılında yaptığı “ Gençlik Havuzu “ ismini verdiği tablo, bu isteği resmederek realize etmiştir. Yapıtta, bir açık alanda büyük bir havuz resmedilmiştir. Havuzun sol tarafında yaşlılar, düşkünler, savaş yorgunları bulunuyor. Bu yapıtta insanların havuza girdiği, havuzda zaman geçirip yüzdüğü ve karşı kıyıya çıktığında da gençleştiği, daha dinç göründüğü betimlenmiş. Dinç ve zinde şahısların karşı kıyıdaki bir çadırda giyinip kuşanıp, arka tarafta kurulmuş sofrada keyifle yemeğe oturdukları çizilmiş.
Gençlik Havuzu yalnızca bir hayal eseri olamaz. Ya da Kleopatranın Hoşluğu ve gençliği için yaptığı süt banyosu kesinlikle bilimsel desteği olan bir alışkanlıktır. Çünkü tüm beden sıvılarından (Kan, Tükürük, İdrar, Anne Sütü) elde edilebilen uygunlaştırıcı ve gençleştirici partiküller içeren kesecikler olan Eksozomlar sütte de mevcuttur. Gençlik Havuzunun da tesir düzeneği benzeri bir şekilde açıklanabilir.