enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
36,6383
EURO
39,8878
ALTIN
3.522,82
BIST
10.840,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
25°C
İstanbul
25°C
Çok Bulutlu
Cumartesi Çok Bulutlu
25°C
Pazar Hafif Yağmurlu
20°C
Pazartesi Yağmurlu
7°C
Salı Yağmurlu
7°C

Özel Röportaj: H&M X The White Lotus Koleksiyonu

H&M Kreatif Yöneticisi Ann-Sofie Johansson ve The White Lotus’un Kostüm Dizayncısı Alex Bovaird ile diziden esinlenen H&M koleksiyonun ayrıntılarını konuştuk.

Özel Röportaj: H&M X The White Lotus Koleksiyonu
13.02.2025
4
A+
A-

The White Lotus dizisinin kostümleri, karakterlerin derinliklerini, sosyal statülerini ve öykülerini anlamamıza yardımcı olması açısından dikkat alımlı ve çok önemli bir oynuyor. Kostüm dizayncısı Alex Bovaird, her karakter için ihtimamla seçilmiş modüllerle, onların iç dünyalarını ve öykülerini dışa vurmayı başarıyor.

Dizi, Hawaii ve Sicilya gibi lüks tatil yerlerinde geçtiği için kostümler de ekseriyetle rahat, hafif ve tropikal iklime uygun kumaşlardan seçiliyor. Tropikal yerlerde geçen sahnelerde canlı renkler ve desenler hakimken, daha karanlık ve tansiyonlu sahnelerde ise daha soluk ve pastel tonlar tercih ediliyor. Fakat, bu rahatlık ve lüks bir aradalığı yansıtıyor. Olivia’nın (Sydney Sweeney) kıyafetleri, onun özgüvenini ve moda anlayışını yansıtırken, daha mütevazı ve entelektüel bir karaktere sahip olan Rachel’ın (Alexandra Daddario) giysi üslubu daha sade ve fonksiyonel.

H&M, HBO® Yepyeni Dizisi The White Lotus’tan esinlenerek, The White Lotus’un Kostüm Dizayncısı Alex Bovaird ve Warner Bros. Discovery Küresel Consumer Products iş birliğiyle, güneşin kavurucu ışıltısını ve lüks tatil köylerinin ihtişamını çağrıştıran yeni bir bayan giysi koleksiyonu sunuyor. Üçüncü sezonun merakla beklenen lansmanına tam vaktinde yetişen koleksiyon, 20 Şubat 2025’te dünya çapında seçili H&M mağazaları, Türkiye’de H&M İstinye Park mağazası ve hm.com’da satışa sunulacak.

16 Şubat 2025’te 4.sezonu yayınlanmaya başlayacak olan dizinin kostüm dizayncısı Alex Bovaird ve H&M Kreatif Yöneticisi Ann-Sofie Johansson ile bu işbirliğinin ayrıntılarını ve The White Lotus dünyasını konuştuk.

Ann-Sofie, bu iş birliği nasıl ortaya çıktı?

Ann-Sofie: Bu, Warner Bros. Discovery’den bir teklifti ve biz de çabucak kabul ettik zira The White Lotus’u kim sevmez ki? Bu koleksiyonu hayata geçirmek, gerçek bir kültürel ana dokunmak manasına geliyor. Bu, aynı vakitte bize göz alıcı ve düş gibi bir tatil koleksiyonu yaratma fırsatı sundu.

Dizi hakkında en çok sevdiğin şey nedir?

Ann-Sofie: İçinizde heyecan verici bir gariplik hissediyorsunuz. Kötü değil, tam tersine farklı bir şekilde rahatsız edici ve izlemekten kendinizi alamıyorsunuz. İnsan olmanın tüm tuhaflıklarını yakalıyor. Değişik, sizi düşündürüyor ve epeyce eğlenceli.

Alex, genel çerçevede, The White Lotus’un üçüncü sezonun kostüm dizaynının tarafını ve atmosferini nasıl tanımlarsın?

Alex: Bence, bu diziyle bir konsept ortaya koyduk. White Lotus tatiline çıktığınızda, şuurlu olarak valiz hazırlıyorsunuz ve bundan ötürü giysiniz de kimi kanılarla ve umutla şekilleniyor. Bu, şık bir tatil giysisi ve bir manada ulaşılabilir bir hayal.

Bu sezonda, karakterler olmak istedikleri kişinin bir versiyonunu sunuyor. Biraz daha özgür, daha eğlenceli ve daha ayrıntılı. Bu sefer, Güneydoğu Asya’nın sıcaklığı ve epey özel bir spa lokasyonu vardı, bu da kostüm dizaynını etkiledi. Bazen uzun kollu gömleklerle yahut kaftanlarla örtünme ihtiyacı var, bazen de şapka gerekli. Öyküde biraz karanlık, gizem ve tehlike de var. Bu yüzden bunu kıyafetlere eklemek eğlenceli ama ince bir şekilde. Örneğin, sofistike bir siyah elbise yahut kasvetli kıyafetlerle.

Konumun kültürü, kostüm dizaynını etkiliyor mu?

Alex: Bangkok’ta çok alışveriş yaptım, aynı vakitte California’dan da birkaç kesim yanımda getirmiştim. Zira bu karakterlerin çoğu yurt dışında seyahat eden Amerikalılar. Yani, bagajlarını Amerika’da hazırladılar. Bundan ötürü, Tayland’ın motiflerini içermesi için çalıştım, hayvan desenleri bulunan baskılar var. Yeşiller ve mert narenciye tonları gibi doğal, orman havasında pek çok parlak renk var.

Karakterleri oluştururken kostüm dizaynını nasıl kullanıyorsunuz?

Alex: Kostüm dizayncısı olarak, neyin iyi göründüğünü ve bu kişiyi en iyi şekilde yansıtan şeyin ne olacağını düşünürsünüz, ama aynı vakitte onların kim olduklarını, nereden geldiklerini ve ne söylemeye çalıştıklarını da göz önünde bulundurursunuz. Onlar nasıl hissediyor? Ayrıyeten zaman, mekan, görgü kuralları ve devreye girmesi gereken her türlü ruhsal öğe de var.

Ann-Sofie, ekranlarda modanın gücü hakkında neler gözlemledin?

Ann-Sofie: Örneğin, ‘Sex and the City’nin tesirini düşündüğünüzde, bu çok çığır açıcı olabilir. Bir dizayncı olarak, tanınan kültürde olan bitene karşı çok meraklı ve açık olmalısınız.

Genel olarak koleksiyonun ruhunu nasıl tanımlarsınız?

Ann-Sofie: Kusursuz bir tatil anının hayalini sunuyoruz. Nereye gittiğinizin çok önemli olmadığı, fakat nasıl olmasını istediğinizi bildiğiniz. Buna benzer bir hayalperestlik, modanın çoğu zaman büyük bir modülüdür ve aynı vakitte siz de bunu istersiniz. Çok ulaşılabilir bir hayal.

Aynı vakitte göz alıcı; bol hacimli, hoş desenlere sahip ve epey renkli. İnsanlara tatil havasını hissettiren, biraz daha yavuz olabilecekleri bir stili yansıtıyor. Ben, bir birey olarak tatilde daha yiğit olduğunuzu, farklı bir kişiliğe bürünebileceğinizi ve bunu giysinizle yansıtabileceğinizi düşünüyorum. Ayrıyeten, yanınıza az eşya almayı kolaylaştıran bir esneklik de bulunuyor. Plaj için uygun, isterseniz akşam için de kolay kolay kombinleyebilirsiniz. Bu, harika bir yaz tatili gardırobu.

Alex, bize koleksiyondan biraz daha bahsedebilir misin?

Alex: Koleksiyonun tüm gün giyilebilmesini seviyorum, kahvaltıya ya da havuza giderken giyebileceğiniz ya da üzerine takı ekleyip akşam yemeğinde giyebileceğiniz kesimler. Herkese göre bir şeyler mevcut. Daha kısa tığ işi modüller ve dantel elbiseler taze ve genç bir hava katıyor. Tatildeyken ise şık siyah bir elbise kesinlikle vazgeçilmezdir.

Genel olarak, koleksiyon, orman ortamını ve The White Lotus’un ikonik parlak renklerini bir araya getiriyor. The White Lotus’un her döneminde çokça pembe kullandım, sanırım bu benim en sevdiğim renk. Bütün o orman yeşilliğine karşı pembeyi çok seviyorum. Ayrıyeten birçok yeşil tonu da kullanıldı, narenciye meyveleri ilham kaynağı oldu ve kimi altın dokunuşlar ve parıltılar, şık ve lüks bir oteli simgeliyor.

Sizin için koleksiyonda öne çıkan modüller hangileri?

Ann-Sofie: Göz alıcı uzun elbiseler ve hareket ettiğinde seninle birlikte hareket eden, hacimli kumaşlarla yapılmış kaftanlar. Bence bu türlü bir şey giydiğinde dikkat çekiyorsun, aynı vakitte rahat ve zahmetsiz bir şıklık da sunuyor.

Alex: Gösteride çoğu zaman küçük bir sloganımız var: ‘The White Lotus için hiçbir şey çok fazla değil!’ Bu yüzden, daha çok yavuz desenlere ve daha gösterişli, dalgalanan modüllere çekiliyorum: siyah-beyaz fil deseniyle halter yakalı elbise ve volanlı, akışkan ve olağanüstü canlı mor tonlarındaki kaftanlar. Yeşil volanlı, geniş paçalı pantolonları ve ona uyumlu bol kısımlı gömleği giyerdim. Klasik bir görünüm için ise, şık bir akşam yemeği için aksesuarlarla tamamlanabilecek birkaç siyah tarz var, yahut sade bırakılabilir.

Alex, ekseriyetle mevcut ürünleri satın alıp bir gardırop oluşturma süreci izliyorsunuz, pekala tamamen yeni bir şey yaratmak ve tasarlamak nasıl bir tecrübeydi?

Alex: Bu süper işi bulduğum için hakikaten çok şanslıyım. Renkleri sıralamayı ve bu ahengi yaratmayı çok seviyorum, ama bu sefer farklıydı. Gösterinin özünü ve şık, dinamik tatil giysisinin görünümünü uyumlu bir tatil kapsülüne yansıtmaya çalıştık. Koleksiyonda farklı karakterlerin ögeleri olsa da, hepsinin bir kişinin valizine girdiğini hayal ettik. Tüm ögeleri bir araya getirerek eğlenceli, şık ve gösterişli bir hava yaratmak istedik.

Ann-Sofie, Alex ile çalışmak nasıl bir histi?

Ann-Sofie: Alex, genel olarak ilham, ortam ve iç mekanlar için en mükemmel ilham panolarına sahipti. Gardırobu farklı karakterleri oluşturmak için nasıl kullandığını görebiliyorduk. Her birinin kendine mahsus bir biçimi vardı, bu da koleksiyonu yaratmayı kolaylaştırdı.

Koleksiyonun, mağazanın dönemlik kıyafet karışımına nasıl ahenk sağladığını düşünüyorsunuz?

Ann-Sofie: Şubat ayına gelindiğinde, hafiflik, bahar ve yaz hasreti başlar ve ne giyeceğinizi planlamaya başlarsınız. Tekrar plan yapabiliriz ve hayal kurabiliriz.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.