ELLE Talent Club X Adidas

Aleyna Özgeçen (21)

Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?

Bu serüven çocukken tiyatroya olan ilgimle başladı. Küçük yaşlarda sahneye çıkma heyecanı zamanla bir tutkuya dönüştü. İlk profesyonel tecrübem “Müslüm” sineması oldu.

Şu an hangi proje için çalışıyorsun?

Görüşmelerimizin sürdüğü bir dizi projesi var. Hem senaryo, hem de rol beni çok heyecanlandırdı. Dizide okumak ve kendini geliştirmek için büyük fedakarlıklar yapan bir karakter var. Bu türlü azimli genç kız karakterlerinin topluma örnek olması, rol model oluşturması çok önemli.

İlham almak senin için ne demek? Bir karakteri yaratma sürecinde nerelerden/nasıl ilham alıyorsun?

İlham almak içsel dünyamı ve etrafımdaki hayatı gözlemlemek manasına geliyor. Her karakter farklı bir ömür tecrübesi ve his barındırıyor. Bir karakter yaratırken kitaplardan, sinemalardan, gerçek hayattan ve hatta insanlarla olan etkileşimlerimden ilham alıyorum. Bir karakterin duygusal durumunu anlamak için benzer bir durumu yaşamış yahut gözlemlemiş insanlarla konuşmak çok yararlı oluyor.

Seni “Orijinal” kılan şey nedir?

Özgünlüğün kaynağı tecrübelerimin, bakış açılarımın ve hissettiklerimin birleşiminde yatıyor. Her insanın kendine has bir öyküsü var ve bu, oyunculuğuma yansıyan bir zenginlik sağlıyor. Kendim olmaktan, farklı hisleri samimi bir şekilde ifade edebilmekten ve her projede kendimi yeniden keşfetmekten keyif alıyorum. Ayrıyeten farklı kültürlerden ve hayat üsluplarından beslenmek büyük bir ilham kaynağı.

Projemizin ismi ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?

Yeteneğin doğuştan geldiğini ve zamanla geliştirilebileceğini düşünüyorum. Bence yetenek belli bir alanda doğal bir eğilim ve bu eğilimi destekleyen tutkuyla birleştiğinde mana kazanıyor. Öbür karakterleri canlandırmayı, öbür hayatları deneyimlemeyi çok seviyorum. Günlük hayatta da empati kuran biriyim. Bunun yeteneğime yararı olduğuna inanıyorum. Ayrıyeten daima öğrenme ve kendimi geliştirme isteğim yeteneğimi daha da ileri taşımama yardımcı oluyor.

Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” tarzın nedir?

Sahneye çıktığım anlarda ve yeni bir karakterle tanıştığımda kendimi “Superstar” gibi hissederim. O anlarda izleyiciyle olan bağ beni çok heyecanlandırıyor. “Superstar” tarzım ise rahat ama şık bir istikrar kurmak üzerine şekilleniyor. Ekseriyetle spor kesimleri çağdaş aksesuarlarla birleştirmeyi, renkleri ve desenleri cesurca kullanmayı seviyorum.

Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak tarzını nasıl tanımlarsın?

Evet, zira sokak modası kişiselliği ve yaratıcılığı ifade etmenin iyi bir yolu. Denim, oversize tişörtler ve rahat ayakkabılar sokak tarzımın vazgeçilmezlerinden. Aksesuarlar tarzımı tamamlayarak kişiliğimi yansıtmama yardımcı oluyor.

Dolabındaki üç temel modül?

Beyaz tişört, iyi bölümlü siyah bir blazer ve spor ayakkabı.

—-

‘Pleather Adibreak’ fermuarlı yapay deri ceket, 6999 TL, Siyah ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ikisi de ADIDAS Yırtık ayrıntılı tayt, 20.265 TL, OTTOLINGER/ V2K DESIGNERS Bordo ekoseli etek, 24.815 TL, VIVIENNE WESTWOOD/V2K DESIGNERS Sallantılı küpe, 499 TL, TWIST

‘Kartell Max’ masa, 30.000 TL, POP ARKA PERA ‘Vitra EA 108’ tekerlekli ofis sandalyesi, 57.380 TL, ARTI ÇAĞDAŞ Metalik masa lambası, 1390 TL, ZARA HOME

Nil Sude Albayrak (29)

Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?

Çocukluğumdan beri sahnedeyim. İlkokul ve ortaokulda çeşitli etkinlikler vesilesiyle sahneye çıkmayı çok severdim. Liseye geçtiğimde oyunculuk dersleri aldım, üniversitedeyken de profesyonel olarak sahneye çıkmaya başladım.

Şu an hangi projede yer alıyorsun?

Şu anda “Bahar” dizisinde Seren karakterini canlandırıyorum ve bu benim için nitekim özel bir tecrübe. Seren güçlü ama bir o kadar da zaaflarını belli etmemeye çalışan bir asistan hekim.

İlham almak senin için ne demek? Bir karakteri yaratma sürecinde nerelerden/nasıl ilham alıyorsun?

İlham bana keşfetmeyi çağrıştırıyor. Keşif sürecinde de tecrübelerimle bir arada insanları izlemeyi ve dinlemeyi seviyorum. Sonrasında kendimden bağımsız olarak insanların reaksiyonları ve yaklaşımlarını elimden geldiğince yargısız bir yerden anlamaya ve bunları muhtemel karakterlerime adapte etmeye çalışıyorum.

Seni “Orijinal” kılan şeyin ne olduğu düşünüyorsun?

Orijinal kılmak biraz tezli geliyor ama sanırım herhangi bir trendden etkilenmeme halimi otantik olarak tanımlayabilirim.

Projemizin ismi ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?

Yetenek bireyin belli alanda doğal bir marifet gösterme kapasitesi bence. Bunun doğuştan gelen bir şey olabileceği gibi üzerinde çalışılarak geliştirilen bir yetkinlik olduğuna da inanıyorum.

Kendi adıma adaptasyon yeteneğimin güçlü olduğunu düşünüyorum. Yaptığımız iş daima değişen şartlar ve dinamiklerle dolu bir alan. Farklı ekip ve oyuncularla çalışmak da bu adaptasyon şuurunu geliştirmemde çok tesirli oldu.

Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” tarzın nedir?

Sanırım çok zorlanmadan yaptığım zahmetsiz kombinlerde kendimi daha özgüvenli hissediyorum. Spor şık biçimi kendimi en “Superstar” hissettiğim tarz.

Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak tarzını nasıl tanımlarsın?

Modayı çok takip ettiğimi söyleyemem ama kendimce bir üslubum olduğunu düşünüyorum. Sokak tarzımı palazzo pantolonlar, basic kazaklar ve hoş bir ceket şeklinde tanımlayabilirim.

Dolabındaki üç temel kesim?

Pantolon, basic tişört ve spor ayakkabı.

——
‘Beckenbird’ layer’lı fermuarlı ceket, 5169 TL, ADIDAS x KSENIASCHNAIDER Balon etek, 1190 TL, ZARA Floral siyah file külotlu çorap, 443,99 TL, PENTI ‘Ovula’ halka küpe, 5750 TL, ‘Sodium’ tekli küpe, 5350 TL, ‘Nerita’ earcuff, 4080 TL, hepsi JAAGRAVII Beyaz ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ADIDAS ‘Kartell Max’ masa, 30.000 TL, ‘Philippe Starck Flos’ masa lambası’ 20.000 TL, ikisi de POP ARKA PERA Defter, 240 TL, ZARA HOME

Rahimcan Kapkap (26)

Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?

Oyunculuk serüvenim şöyle başladı diyebileceğim bir zaman dilimi yahut özel bir öyküm yok aslında. Toplumsal ya da ailevi meslek dayatmalarını hiçbir zaman benimsemedim. Aklım ermeye başladığından beri tiyatroya, sinemaya, kameraya âşıktım. Babamın çok iyi bir fotoğrafçı olmasının hissesi büyük olabilir bu noktada. Çocukluğuma ya da tahminen biraz daha sonrasına dayanıyor sanırım serüven. Kendimi öbür bir meslek ya da durum içinde hiç hayal etmedim, edemedim. Hareketlerim de hep bu hayaller doğrultusunda oldu. İçgüdüsel bir şey diyebiliriz.

Şu an hangi proje için çalışıyorsun?

Show TV’de yayınlanan “Kızılcık Şerbeti” dizisinde Metehan karakterini canlandırıyorum. Geçtiğimiz yaz Netflix’te gösterime giren “Tamir Adam” filmindeyse Esat karakterine hayat verdim.

İlham almak senin için ne demek? Bir karakteri yaratma sürecinde nerelerden/nasıl ilham alıyorsun?

Hepimizin hayatı birbirinden epeyce farklı ve güçlü. Karakter yaratma sürecinde kendi hayatıma odaklanmak bana çok büyük ilham veriyor. Tabii ki örnek aldığım, idolüm dediğim insanlar var. Ama onları, ne kadar büyük yetenekler olsalar da, oyunculuğuma ya da karakter yaratma serüvenime ortak etmiyorum. Orası benim mahremim, benim alanım. Konuğum olabilirler ama mutfağıma sokmam. Hayatın kendisine bakıp yaşamayı öğrenmek diyebiliriz buna. Mış gibi yapmak yerine yaşantımdan, geçmişimden ve en kıymetlisi sahnede o an hissettiklerimden ilham almayı daha çok seviyorum. Enstrümanımı hazır hale getirip sahnede ne çıkacağını görmek beni daha çok heyecanlandırıyor.

Seni “Orijinal” kılan şey nedir?

Bunu beni izleyen insanlara sormak gerek. Beni orjinal kılan şey şudur dediğim noktada o sıfat bende yoktur bence. Ama müdafaaya çalıştığım özelliklerimin birinci sırasına samimiyeti yazabilirim.

Projemizin ismi ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?

Yeteneğin doğuştan geldiğine ya da çalışma sonucu elde edildiğine inanmıyorum. Yaşadıklarımız bizi biz yapıyor, zorluklar yeteneklerimizi şekillendiriyor. Tabii ki çalışarak bunu disipline sokmak, şekillendirmek de ziyadesiyle önemli. Ama kendi hayatıma dönüp baktığımda yaşadığım, aşmaya çalıştığım zorlukların yeteneğimi geliştirdiğini net bir şekilde hissediyorum.

Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” tarzın nedir?

Uykuya dalmama be�� kala kendimin en iyi versiyonunu hayal ederim. “Superstar”lık sözünü bilmem ama çok başarılı bir oyuncu olarak ödül aldığımı ya da kusursuz ötesi bir sahne çektikten sonra yaşadığım ve yaşattığım hazzı hayal ederim. Ve gerçek olur. Benim özgün şeklimi soracak olursanız da babamdan miras kalan 1978 yılında imal edilmiş İtalyan yırtık pırtık deri ceketten bahsedebilirim. Özgün olan yaşanmışlıktır, hissiyattır.

Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak tarzını nasıl tanımlarsın?

Modayı takip ettiğim söylenemez açıkçası. Kendime neyi yakıştırıyorsam o gün onu giyip çıkarım konuttan. Ama genelde vintage kıyafetleri tercih ediyorum. Bol kalıp ve eski kesimler daha özgür hissettiriyor beni.

Dolabındaki üç temel kesim?

Bol pantolonlar ve bol gömleklerim, vintage ceketlerim.

——
‘Adibreak’ eşofman altı, 3869 TL, Beyaz ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ikisi de ADIDAS Beyaz gömlek, 5400 TL, DIESEL ‘Re-edition’ vinil ceket, 124.950 TL,COURRÈGES/BEYMEN İnce kravat, 1190 TL, ZARA Vico Magistretti tasarımı ‘Artemide Milano’ beyaz masa, ‘Kartell Spoon’ sandalye, fiyatları istek üzerine, ikisi de decohaus.in Metal kalemlik, 490 TL, ZARA HOME

Taha Baran Özbek (26)

Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?

Aslında ortaokulda başladığını söyleyebilirim. Hiperaktif bir çocuktum ve ailem beni drama eğitimine yönlendirmişti. Meslek aşkım bu türlü doğdu. Sonrasında hayatımı ve amaçlarımı tamamen bu yönde belirledim. Lisede amatör ve okul tiyatrosuyla devam eden öyküm üniversiteyle birlikte profesyonel bir yola doğru evrildi.

Şu an hangi proje üzerinde çalışıyorsun?

“Karantina” isimli sinemanın çekimleri yeni bitti. Süreç devam ediyor. Bir kitap uyarlaması olan bu sinemada Mert karakterini canlandırıyorum. Dijital platformda yayınlanacak yeni bir dizide de “Cozo” karakterine hayat veriyorum. İkisi için de başka ayrı heyecanlıyım.

İlham almak senin için ne demek? Bir karakteri yaratma sürecinde nerelerden/nasıl ilham alıyorsun?

Eğer bir hususa yahut bir olaya kendimden bir şey katabiliyorsam, bunu aldığım ilham sayesinde başardığımı düşünürüm. Karakterlere hazırlanırken de o karakterin bendeki karşılığını ararım. Bazen ilham aradığım yollar da beni ve karakteri şekillendirebilir. Kısaca sarmal bir alaka bu…

Seni “Orijinal” kılan şey nedir?

Samimiyet. İyi yahut kötü her olayda ve her bahiste insanlar benim samimi olduğumu bilir. Ben de bu türlü olmasını isterim esasen.

Projemizin ismi ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?

Herkesin kendi kuvvetli olduğu alanlar var bence. Benim sahip olduğuma inandığım yeteneklerin en kuvvetlisi disiplin. Bu çoğu zaman başkalarını besler.

Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” tarzın nedir?

Rahat bir jean, hoş bir sweatshirt ve “Superstar”. Rahat ve sade.

Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak tarzını nasıl tanımlarsın?

Elimden geldiğince takip etmeye çalışıyor ve sokak modasını kendi şeklime uyarlıyorum. Ortaya şık, rahat ve sade bir tarz çıkıyor.

Dolabındaki üç temel modül?

Düz renk sweatshirt, günlük spor ayakkabı ve jean.

——
Fermuar baskılı gömlek, 13.980 TL, Kahverengi bomber ceket, 22.715 TL, ikisi de DIESEL Siyah kargo pantolon, 23.950 TL, ACNE STUDIOS/BEYMEN Siyah ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ADIDAS Eero Aarnio dizaynlı ‘V.S.O.P.’vintage koltuk, fiyatı istek üzerine, decohaus.in

Tara De Vries (26)

Sunuculuk serüvenin nasıl başladı?

Gerçekten beklenmedik bir şekilde başladı! O dönem tüm eşyalarımı toplayıp Hollanda’ya taşınmak üzereydim. Her şey kamyona yüklendi, eşyalarım yola çıktı, uçuşuma yalnızca iki gün vardı. Tam o sırada bir telefon aldım. Kanal D’den gelen bir teklifti ve o an içgüdülerime güvenip teklifi kabul ettim. O telefon hayatımın akışını değiştirdi. Şu Anda sunuculuk mesleğimin beşinci yılındayım ve iyi ki o gün bu kararı almışım diyorum. Her gün farklı bir tecrübe, her gün yeni bir heyecan. Bu işi yapmak beni sahiden mutlu ediyor.

Şu an hangi proje için çalışıyorsun?

Birden fazla alanda projelerim var, bundan ötürü günlerim epeyce ağır geçiyor. En büyük tutkum, beni ruhsal olarak besleyen kundalini yoga ve kakao seremonileri. Hem Türkiye’de, hem de dünyada bu mevzu ile ilgili dersler vermeye başladım, bu alanlarda süratle kendimi geliştiriyor ve büyüyorum. Bilhassa önümüzdeki yıl daha geniş kitlelere hitap edebileceğim projeler üzerine çalışmaktayım.

İlham almak senin için ne demek? Hayatta nelerden/ nasıl ilham alıyorsun?

İlham almak benim için bir şeyin gücünü hissetmek ve o şeyi hayatına entegre etmek demek. Beni çoğu zaman düşündüren ve ufkumu açan şeylerden ilham alırım. Filozoflar, yazarlar ve bilgiye sahip insanlar bana esin kaynağı oluyor. Öğrenmeye ve bilgiye aç bir beşerim. Benden daha bilgili insanlarla bir ortada olmak, onların görüşlerini dinlemek ve bu bilgileri hayatıma katmak beni besliyor. Daima gelişmeyi, öğrenmeyi çok seviyor ve hayatımda hep ilham alabileceğim şeyler arıyorum.

Seni “Orijinal” kılan şeyin ne olduğunu düşünüyorsun?

Sanırım beni en yepyeni kılan şey iki farklı kültürde büyümüş olmam. Hem Türkiye’de, hem de Hollanda’da yaşadım ve bu durum bana farklı bakış açıları kazandırdı. İki kültürü de içselleştirip kendi hayatıma uyarladım. Bir de farklı lisanlarda kendimi ifade edebilmek, farklı insanlarla derin sohbetler yapabilmek büyük avantaj sağlıyor. Bu çeşitlilik hayatımı renklendiriyor ve bana özgün bir kimlik katıyor.

Projemizin ismi ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?

Yetenek bence bir işi tutkuyla yapmaktan geçiyor. Severek yaptığın bir işte zamanla ustalaşır ve başarılı olursun. Benim yeteneğim de sevdiğim şeyleri tutkuya dönüştürmek ve bunu diğerlerine aktarabilmek. Bilhassa yoga ve seremonilerde bu tutkuyu hissediyor, diğerlerine da ilham verebildiğimi düşünüyorum.

Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” tarzın nedir?

Aslında kendimi her halimde bir “Superstar” gibi hissederim. Bunun için dışarıdan gelen herhangi bir şeye ihtiyaç duymamam kendime olan inancımla alakalı. Kendimi olduğum gibi kabul edip en doğal ve rahat halimde bile bu hissi yaşıyorum. Taşıdığım rahat kıyafetler ise bu hissi kuvvetlendiriyor. Bence “Superstar” olma durumu kendinle barışık kalmak ve doğallığını tarzınla yansıtabilmekle ilgili.

Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak tarzını nasıl tanımlarsın?

Sokak modasını dikkatle takip etmiyorum ama moda benim için önemli. Genelde sade ve şık bir şeklim var. Giydiğim modüllerin rahat ve şık olmasına itina gösteriyorum. Tarzımı minimal ve vakitsiz olarak tanımlayabilirim.

Dolabındaki üç temel modül?

Tişört, gömlek ve jean.

——
‘Adicolor 3-Stripes’ tişört, 1719 TL, Beyaz ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ikisi de ADIDAS Saks mavisi küçük etek, 7200 TL, NO TYPE Charm’lı ve kalpli ikili kolye, 1090 TL, ZARA

Pantolon çorabı, 63,99 TL, PENTI

Tuğba Sunguroğlu (25)

Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?

Oyunculuğa Deniz Gamze Ergüven’in “Mustang” sinemasıyla adım attım, şimdi 15 yaşındaydım. Akabinde rastlantısal bir şekilde sinema dünyasına girdim ve o günden beri zevkle yaptığım bir iş oyunculuk. Sonrasında kendimi geliştirmek için Fransa’da konservatuvar eğitimi aldım. Fransa ve Türkiye’de farklı projelerde yer almaya devam ediyorum.

Şu an hangi proje üzerinde çalışıyorsun?

ATV’de yakın bir vakitte yayınlanacak olan “Holding” dizisinde beni Aydan Türker karakterinde izleyeceksiniz. “Holding” dünya serbest dalış rekortmeni olan Türker’in verdiği hayat çabasını merkeze alıyor. Çok heyecanlı ve sürprizli bir proje.

İlham almak senin için ne manaya geliyor? Bir karakteri yaratma sürecinde nerelerden/nasıl ilham alıyorsun?

Sezgilerim, bir karakteri düşündüğümde aklıma gelen ilk şeyler, insanları gözlemleyerek yaptığım yürüyüşler ve müzik bana ilham veriyor. Tüm bunlar üzerinde çalıştığım karakterin dünyasını yaratmama yardımcı oluyor.

Seni “Orijinal” kılan şey nedir?

Orijinal olmak şayet sözün etimolojik manasını araştırıyorsak kendine sadık olmaktır ve ben de aldığım bütün kararlarda kendime sadık kalmaya itina gösteriyorum.

Projemizin ismi ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?

Bana göre yetenek; irade, adaptasyon ve merakın birleşimidir. İrade olmadan hiçbir şey ilerlemez zira zorlandığınız anlarda pes etmek istersiniz. Merak da olmalı ki farklı anlarda karşımıza çıkan farklı insanlara kucak açıp onlardan ilham alabilelim.

Benim için oyunculukta en çok önemli şey oynadığım karakterle empati kurabilmektir. Karakterle bir bağ kurabildiğimde her şey çok doğal gelişiyor ve bu sayede yeteneğimi daha rahat sergileyebiliyorum.

Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” tarzın nedir?

Bana kendimi “Superstar” gibi hissettiren şey sanırım dinlediğim müzikler.

“Superstar” tarzıma gelince bu rock bir usul olurdu.

Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak tarzını nasıl tanımlarsın?

Sokak modasını takip ederim, kendi stilimi rahat, spor ve şık olarak tanımlayabilirim.

Dolabındaki üç temel modül?

Deri ceket, 501 Levi’s jean ve beyaz tişört.

——–
Siyah ‘Firebird’ yapay deri eşofman altı, 3890 TL, Siyah ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ikisi de ADIDAS Beyaz maksi kollu poplin body, 22.450 TL, COPERNI/ BEYMEN ‘925 Twin Bomb’ earcuff, 2200 TL, ‘925 Silver SZ’ büyük halka küpe, 4800 TL, ‘Crimson Reverie No:4’ earcuff, 1800 TL, hepsi S-Z STORE Siyah ‘Bowling’ çanta, 1390 TL, BERSHKA Ron Arad tasarımı ‘Moroso Wavy’ sandalye’ fiyatı istek üzerine, POP ARKA PERA Masa üstü dosyalama kutusu, (tanesi) 990 TL, ZARA HOME